Bir Golden Retriever Hikayesi

Bugün tam 5 aylık olan kızım Hera'dan bahsetmek istiyorum sizlere. Çok sevdiğim için aldığım ve bakımından sadece internette ki araştırmalarım kadar haberdar olduğum bir konuydu. Maalesef çok da yararlı ve doğru bilgilere ulaşamadığımı belirtmek isterim. İşte tam da bu yüzden kızımla yaşadıklarımızı sizlerle paylaşmak istiyorum. Ailelerine yeni bir birey eklemek isteyen herkese ne kadar faydalı olabilirsem o kadar iyi.

Bu bıcırığa görür görmez aşık oldum.Aslında 1,5 - 2 aylıktan önce annelerinden ayrılmaması gereken bu güzeller küçükken çok daha tatlı olduklarından erkenden satılmaya başlıyorlar. Evet, birçok insan gibi ben de bu tatlıyı bir petshoptan aldım. Veteriner karne çıkarırken bu ancak 1 aylıktır dedi. Oysa ki petshop öyle söylememişti. Bu serinin ilk yazısı olduğu için sizleri petshoplar hakkında da uyarmak istiyorum.
Mesela bu el kadar yavrunun çiş kaka eğitimi olduğunu, aşılarının yapılı olduğunu, veteriner hizmet ücretinin ödenen miktar içinde olduğunu da söyleyeceklerdir. Onlara inanmayın, hepsiyle bir bir siz ilgilenmek zorunda kalacaksınız. Tüm bunlara sırasıyla geleceğim ama küçük aile bireyiniz eve ilk geldiğinde karşılaşacağınız ilk sorun "uyku problemi" olacaktır.
Yukarıdaki resimde Hera kendi özel yatağında keyif çatıyor. Sert plastikten yapılma yatağında rahat edemez ve üşür diye düşünerek altına minderimi, üstüne de bir havlu koymuştum(çiş kazalarına karşı). En sevdiği oyuncağı (artık yok) anne kalbinin seslerini taklit etmesi için tik-tak sesi olan bir saat ve bana rahatça alışabilmesi için kokumun sinmiş olduğu bir atlet koydum. Petshopa safça inanmam ve internette okuduğum yazılar nedeniyle de ona ayırdığım odada onu yalnız bırakarak kapısını kapattım. Herkes ağlarsa yanına gitme, eninde sonunda alışacaktır dedi. Ben de öyle yaptım. Fakat gece ağlamaları bitmemesi bir yana süreleri uzayarak çoğaldı. 
Artık o kadar yorucu bir hale geldi ki geceleri uyuyamaz olmuştum ve bu benim gün içindeki yaşantımı etkilemeye başlamıştı. Ben de söylemesi çok zor ama ben yapamayacağım bu işi diyerek kızımı başka bir aileye verdim. Arada bir gidip görecektim iyi mi diye ama kızım 1 haftanın sonunda herkese küsmüş ve yemek yemeyi bırakmıştı. Haberi alır almaz geri aldım tabii zaten verirken de hüngür hüngür ağlamıştım.
Geceleri ağlama sorununu nasıl çözdüğümü merak ettiyseniz eğer şöyle söyleyeyim. Onu hiç bir yere kapatmadım. Bazı odalarda, koridorda ve kendi odasında özgürce dolaşabilmesini sağladım. Ama o dolaşmadı. Yatak odamın kapısının önüne kıvrılıp gün ağarana dek orada yattı. Odaya girmesi yasak. Kapıyı aralık bırakıyorum ve o aradan bakıp benim orada olduğumu görünce uyumaya devam ediyor. Köpekler sürü fikrine ait canlılar. Hep sizinle olmak istiyorlar. Kendinizden uzaklaştırdığınızda da tek istedikleri yanınıza gelmek oluyor. Onu o odaya kapattığıma şimdi çok pişmanım ama kimse bana böyle yapmamam gerektiğini söylememişti. 

Zamanla o gördüğünüz yatağa aslında ihtiyacım olmadığını fark edip internetten sattım. Şimdi bir minderi var. Arada bir gidip orada uyuyor, diğer zamanlarda hep beni görebileceği bir yerde yatıyor. 
Biz çözümü bu şekilde bulduk kızımla artık geceleyin hiç sesi çıkmıyor, çok korktuğu anlar dışında ;)
Bazen uykusundan sıçrayarak uyanıyor. Kabus görüyor sanırım. Ayrıca uykularında çıkardıkları sesleri duyduğunuzda bayılacaksınız. Çok ama çok tatlı oluyorlar.

Hiç yorum yok

Blogger tarafından desteklenmektedir.