Dünkü Eğer Yaşarsam fiyaskosundan sonra Aynı Yıldızın Altında için bazı çekincelerim vardı fakat filmi izlemeye başlar başlamaz çekinceden, benden, ya da çevremdeki herhangi bir şeyden eser kalmadı. Film çekti beni içine ve tüm o duygu selini birlikte yaşadık.

Eğer Yaşarsam, uzun süre izlememekte direndiğim bir film olmuştu nedense ama sonunda izledim. Çaldığı çellosuyla harikalar yaratan Mia'nın etrafında dönen hikaye, açık konuşmak gerekirse bana biraz donuk geldi. Ya da şöyle söyleyeyim senaryo çok klasikti ve benim adıma duygu eksiklikleri vardı. Filmi bu zamana dek izlemeyen kalmadığını düşünerek de sıralı bir konu anlatımı yapmak istemiyorum.

Bilenler bilir zaman zaman içimi ısıtan beni bol bol güldüren televizyon reklamlarını burada paylaşmaktan büyük keyif duyarım. Son günlerdeki favorim ise Tadım'ın muhteşem reklam filmi. İzlemekten sıkılmadığım, içimi ısıtan ve beni gülümseten bu sıcacık reklamı görmeyenler de görsün istedim :) Eski sosyal ağlar günümüzdeki gibi sanal değil de çok gerçekçiymiş. Bakışlarla, gülümsemelerle birebir iletişimle kurulan bu sosyalliğin günümüzde de sürmesi dileğiyle. Haydi o zaman iyi seyirleeerr...

30 Kasım Kitap Ağacı Ankara buluşmasında bizlerle birlikte olacak olan yazarımız Melike Uzun'un kitaplarından biri Kürar ve emin olun okurken sarsılacaksınız. 11 hikayeden oluşturulmuş Kürar ve günlük hayatımızda dikkat etmediğimiz ya da belki dikkat etmekten kaçındığımız olaylar, duygular üzerine kurulmuş hikayeler. İyilik ve kötülük, vefa ve vefasızlık, sevgi ve nefret gibi anlık hissedip unuttuğumuz duygular üzerine çarpıcı hikayeler bekliyor sizleri.

Gretta, bir gece kulübünde arkadaşının zoruyla kendi yazdığı şarkılarından birini çalar ve söyler. Yine aynı kulüpte bulunan Dan'de bu müzikten çok etkilenir. Peki ya kimdir bu Gretta ve Dan ve neden o gece orada bulunmaktadır?

Dünyaya gelmiş herkesin gidip görmesi gereken, ülkemizin önemli turistik merkezlerinden biri olan Nemrut Dağı'ndan bahsedelim şimdi de. Upuzun süren Gap Turumuzun son noktası, çıkışı epey zorlu ama bir o kadar da heyecanlı olan Nemrut Dağı'na mutlaka ama mutlaka çıkın.

Evet, evet gerçekten :) Sevgili 1 Delinin Günlüklerinden çıkan bu muhteşem fikre ben de son anda katılabildim. Benim 8. bölümünü yazacağım hikayemizin yazımına çoktan başlandı bile. Önce hikayemizin bölümlerini yazacak bloggerları görelim. Ardından da hikayemizin nasıl ilerlediğini :)

Biz Kitap Ağacı'ndan birkaç arkadaş 29 Ekim ve 10 Kasım arasında özel bir kitap okuyalım dedik ve Gazi ve Fikriye'yi okumaya karar verdik. Fikriye'yi hepimiz kulaktan dolma duyuyor ve belki de tanıyoruz sanıyorduk ama bu kitapla onu daha yakından tanıyabileceğimizi onu hissedebileceğimizi düşünmüştük. En azından ben düşünmüştüm diyeyim :)

Günler, haftalar, aylar geçmiş ve bloğumun 2. yaş gününe azıcık kalmış. Bu durumda yapılacak olan cancağızım okuyucularıma cici hediyeler vermek olacak tabii ;) Bundan böyle yaş çekilişlerinde içeriğim doğrultusunda hediye vermeye karar verdim. Dolayısıyla sizi, burada gördüklerinizden çok farklı şeyler beklemiyor.

Hiç tanımadığın bir adamı sevmek mi dediniz? Bizler, onu sevenler onu tanıyoruz. Onun bizi sevdiğini, hep özgürleştirmek istediğini, hep medenileştirmek istediğini biliyoruz. Bizleri farklı şeyler söyleyerek, farklı politikalar izleyerek yıldıramayacaksınız. Artık pes etmenizin zamanı geldi, belki geçmiştir bile. Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü unutturamayacaksınız!

Bir çoğunuzun bildiği gibi bir süredir Oscar Favorite için film yorumları yazıyorum. Daha yazmamız gereken yüzlerce, binlerce film var tabii ama şimdi yazacaklarım Ankara'da düzenlenen Mevsim Sinema, Film Artı ve Kızılay Büyülü Fener Sineması'nın ortaklığından doğan sinema tutkunları için ortaya çıkmış çok başarılı bir organizasyon. Ben de bu organizasyon kapsamında Oscar Favorite için altı tane film izledim. Aşağıda bu altı filmi ve onlar için yazdığım yorumların linklerini göreceksiniz. Dilerim yorumlarımı okuduktan sonra ilginizi çeken bir kaç filmi seçer ve izlersiniz. Belki de hepsini ;) Kim bilir ? Şimdiden iyi seyirleerrr...

Ne olmuş? Ne olmuş? Sinem 32 olmuş :D Nasıl olmuş? Nasıl geçmiş yıllar? anlamamış ama olmuş işte :) Yaş konusunda bu zamana kadar hiçbir sendroma kapılmadım şükürler olsun. Kapılacağımı da sanmıyorum. Çünkü ben doğum günlerini, geçen yılları, yaşlanmak olarak değil büyümek olarak algılıyorum. Zaten yaşlanmıyoruz ki! İçimizdeki o ruh hala ilkokuldaki, lisedeki o heyecanlı ne yapacağını bilmez hallerinde değil mi? Daha dünmüş gibi değil mi yaşanılan her şey? E o zaman? Sadece günler geçiyor ve biz hayattan bir şey daha öğreniyoruz.
Geçen gün kendi kendime düşünürken bu yaş olayını oyunlardaki "level"lara benzettim. Başarılı ya da başarısız hayatta seviyeyi tekrarlamak yok ama öğrendiklerimiz çok. İşte ben de 31. levelı başarılı ya da başarısız geçtim bir şekilde. Bugün de 32. levelın ilk günü. Dilerim bana sağlık, mutluluk, huzur ve başarı getirir. Yapmak istediklerim, hayal ettiklerim öylesine fazla ki bu sene bunları başardığım yıl olsun dilerim. Dileklerimi de dilediğime göre, musmutlu nice yaşlar banaaa ;)